Frankfurt 2018

Ekim'den bu yana yazdığım yazılarda bahsettiğim Frankfurt şehri hakkında kısa bir video hazırladım.
Video içerisinde yazılarda da kullandığım fotoğrafları görebilirsiniz.
:) iyi seyirler :)

Berliner Dom

Bugün ki yayında "Berliner Dom" yani Berliner Katedrali"nden bahsedeceğim.

Berlin'de bulunan bu katedral bir protestan kilisesidir. Ayrıca ülkedeki protestan kilisenin merkezisir. En ilginç özelliği içinde hiçbir zaman piskopos yaşamamasına rağmen katedral olarak anılmasıdır.

15.yüzyıldan kalma bir kilisenin yerine inşa edilen bu katedral yeniden yapılması için 1894 yılında yıkılmıştır. Yeniden yapılan katedral 1905 yılında tekrar açılmıştır.

Ne yazık ki ikinci dünya savaşında ağır hasar gören yapı tekrar ancak 1993 yılında açılmıştır.

Bu yapı Berlinliler için şehirdeki en önemli dini figür olarak görülmektedir.

Dikkat çekici kubbesi şehrin çoğu noktasından görünmektedir. Ayrıca katedralin önünü oldukça büyük çimenlik bir olan oluşturmaktadır. Yazları turistlerin ve lokallerin dinlenmek ve keyifli vakit geçirmek için seçtikleri bir yerdir.

Bir sonraki yazıda görüşürüz!!! Hoşçakalınnnn!

Historisches Museum Frankfurt / MÜZE 04

Anlatacağım dördüncü müze Frankfurt Tarih Müzesi olacak.

Yine müze hakkında genel bilgileri vererek başlayacağım.

- Müze meşhur Römer Meydanının yakınında yer almaktadır.

-Pazartesi günleri kapalıdır.

-Salı, perşembe ve cuma günleri sabah on akşam altı arası açıktır.

-Çarşamba günleri sabah on akşam dokuz arası açıktır.

- Hafta sonu ise sabah on bir akşam yedi arası müzeyi açık bulabilirsiniz.

-Müzenin giriş ücreti yetişkinler için 12 , öğrenciler için 6 Euro'dur.

-Müze de aynı zamanda kafe ve mağaza bulunmaktadır. İkisi de giriş katında bulunmaktadır. Müzenin mağazasında müzedekilerle ilgili ürünler ve hediye seçenekleri buluabilirsiniz. Ayrıca birçok çeşit kartpostal ve hediyelik eşya ürünlerini de bulabilirsiniz.

Müzeye girdiğinizde sizi ilk olarak büyük bir kubbe karşılıyor. Bu kubbede size Frankfurt'un maketi ve daha birçok maket belirlenmiş sürelerle sergilenmektedir.

Aşağıda verdiğim bağlantıdan bahsettiğim kubbenin nasıl olduğunu izleyebilirsiniz.

https://youtu.be/_JZhh8P3Wn4

Müzenin içeriğinden bahsedecek olursak Frankfurt şehri ve tarihi ile ilgili objelerin bulunduğu 15 farklı alandan oluşuyor.

Ev eşyalarından , heykellere ve çocuk oyuncaklarından eski para örneklerine kadar birçok başlıkta koleksiyon bulunmaktadır.

Aynı zamanda şehrin savaş öncesi ve savaş sonrası halini gösteren oldukça detaylı maketler yer almaktadır.

Müzenin içinde ayrıca sanat eserleri de yer alıyor.

Her ne kadar elimde fazla fotoğraf olmasa da müze oldukça büyük ve her alanda oldukça fazla obje yer alıyor. Müzenin tamamını gezmek uzun sürebilir. Ama bu müzenin sıkıcı olduğu anlamına gelmesin :) İçerisinde yaşamın her alanından eski zamanlara ait eşyalar ve eserler Frankfurt şehrini yakından tanımanızı sağlıyor.

Yazının başında bahsettiğim müzeninin içinde yer alan mağazada gerçekten eğlenceli ve güzel eşyalar, süs eşyaları vb. ürünler yer alıyor. 

Bir sonraki yazıda görüşürüz!!

Museum Ludwig,Cologne2 / MÜZE 03

Yazının bu kısmında müze içeriği hakkında bilgiler ve fotoğraflar paylaşacağım. En son olarak müzede en çok dikkatimi çeken eser hakkında bilgi vereceğim.

Müzeye girdiğinizde alt katında modern pop-art sergisi yer alıyor. Burada beni en çok şaşırtan şey bir duvara yansıtılan kısa bir İstanbul belgeseli tarzında bir klip oynatılıyordu. Abimle o kata girdiğimizde Davut Güloğlu çalıyordu ve oldukça şaşırtıcı bir durumdu. :) 

Her ne kadar iyi bir kare yakalayamamış olsam da oldukça büyük duvarda tüm katta duyulacak şekilde "ne oldu sana" çalıyordu ve klip oynatılıyordu.

Giriş katının bir üst katında ise ünlü ressamlarda eserler vardı ve aynı zamanda yine pop-art çalışmaları yer alıyordu. Salvador Dali'nin bazı çalışmaları:

Bazı pop-art eserleri:

Beni bu müzede en çok etkileyen eser Dali'nin ünlü eseri "La Gare de Perpignan" (Perpignan Train Station) oldu.

Bu eser her ne kadar fotoğraftan tam anlamıyla görünmese de fazlasıyla detaylar içeriyor. Karşısında durduğunuzda uzun bir süre içine kapılabiliyorsunuz. En azından benim için öyleydi. Tablonun dört bir yanında yakından incelenecek detaylar yer alıyor.

Müzenin en güzel yanlarından biri de eserlerin bulunduğu alanlarda asma katların olması ve büyük eserleri daha geniş açıdan bakabiliyorsunuz.

Bunların dışında müzede dönem dönem sanat ve fotoğraf sergileri de verilmektedir. Ayrıca müzenin girişinin tam karşısında hediyelik eşyalar satan dükkan var. Ünlü ressamların eserlerinin basılı olduğu magnetler ve birçok başka ürün satın alabiliyorsunuz.

Bir sonraki yazıda görüşürüz!!!

                 

Museum Ludwig,Cologne1 / MÜZE 03

Bu yayında bahsedeceğim müze Köln'de bulunan Ludwig Müzesi olacak. Müze hakkında genel bilgileri vererek başlayacağım.

- Giriş ücreti yetişkinler için 12 Euro iken 18 yaşının altındaki kişiler için ücretsiz geçiş sağlanmaktadır.

- Müze pazartesileri kapalıdır.

- Müze sabahları ondan akşam altıya kadar açık kalmaktadır.

Çoğunlukla pop art, sürrealizm eserlerini içeren müzede Picasso, Andy Warhol ve Roy Lichtenstein gibi ünlü sanatçıların eserleri bulunmaktadır.

Müzenin içerisindeki eserlere bakmadan önce birkaç kavramın açıklamasını paylaşmak ve birkaç sanatçıdan bahsetmek isterim.

Sürrealizm (Gerçeküstücülük) : 1924'te Fransa'da ortaya çıkan bu sanat akımı sanatçının kendince gerçek yaratmasını savunur. Sürrealizm akımının en önemli kişilerinden biri ressam Salvador Dali'dir. Eriyen Saatler Dali'nin en bilinen eserlerinden biridir ve sürrealizmin örneklerinden biridir.

"Gerçeküstücülük, ister söz ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak için başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır." 

                                                                  ANDRE BRETON

Pop-Art : Amerika ve İngiltere'de ortaya çıkan bu kavram soyut dışavurumculuğa karşı orta çıkmıştır.1960'lı yıllarda bir akım haline gelmiştir. Hazırcı insanı ve onun yaşamını eleştiren bu akımda alışılmışın dışında araçlar kullanarak eserler ortaya koymuşlardır. Boya tabancaları, şablonlar, baskı resimler vb. araçlar kullanılmıştır.

Bu akımın en bilinen ismi Andy Warhol'dur.Eserlerinde seri üretim ürünleri kullanmıştır. En çok bilinen eseri ise 1962 tarihli "Campbell's Soup Cans" dir.

Bir sonraki yayında müzenin içinden fotoğraflar ve eserler hakkında olacak.Hoşçakalın!!

Goethe Haus - 2 / MÜZE 02

Goethe Haus - 2 / MÜZE
Geçen yayında kısaca hayatından ve iki eserinden konuştuğumuz Alman yazarın bu yayında doğduğu ve büyüdüğü evden bahsedeceğiz. Ev Frankfurt'un Innenstadt semtinde bulunmaktadır ve üç katlıdır.
Giriş ücretleri öğrenciyseniz 3, değilseniz 6 Euro' dır. Müze pazartesiden cumartesiye kadar sabah ondan akşam altıya kadar, pazar günü ve resmi tatillerde ise sabah ondan akşam beş buçuğa kadar açık olmaktadır.

-Evin ilk katında "Peking Odası", "Müzik Odası" ve antre bulmaktadır.
Peking Odası, değerli eşyalarla süslenmiştir ve aile kutlamalarında ya da değerli misafirleri ağırlamak için kullanılıyordu.

 

Çin modasının yansıtıldığı bir odadır.

Müzik odası gri oda olarakta geçmektedir. Goethe ailesinde her bir birey müzikle ilgilenmekteydi.Babaları ud, Johann Wolfgang çello, Cornelia klavye çalardı ve anneleri de şarkı söylerdi. Odanın en önemli eşyası çok nadir bulunan ve dik piramit kanadı olarak da adlandırılan çekiçli klavyedir (sol alt fotoğraf).

   

-İkinci katta Goethe'nin kız kardeşi olan Cornelia'nın odası, Goethe'nin doğduğu oda, Goethe'nin annesin odası, kütüphane ve tablo salonu bulunmaktadır.

Bu katın antresinde önemli bir saat bulunmaktadır. 1746 yılında saray danışmanı olan Wilhelm Friedrich Hüsgen'ın gözlemlerine göre oluşturulmuş bir astronomik saat yer alıyor.

                                     

Saatin üstündeki çemberler tarihi göstermektedir.(fotoğrafı çektiğim tarihi fotoğrafı yakınlaştırarak görebilirsiniz.) Alttaki dairelerden ayın dönemleri ile burçların güneşe olan durumu okunmaktadır.

Tablo salonunda o dönemin Frankfurtlu ressamlarının eserleriyle dolu olduğu odadır. Siyah ve altın renkli çerçeveler içinde tüm eserler duvarları kaplamaktadır.

Kütüphane, Goethe'nin babasının neredeyse tüm bilim dallarından toparladığı 2000 cilt kitaptan oluşmaktadır. Bu ortam Goethe'nin kendi çalışmaları için ilham kaynağı olmuştur.

-Üçüncü ve son katta Goethe'nin eserleri ile ilgili belgelerin bulunduğu sergi salonu, kukla tiyatro odası, batıya bakan çatı katı ve Goethe'nin odası bulunmaktadır.
Kukla tiyatro odasının ortasında Goethe'nin babasının ona dört yaşındayken hediye ettiği bir kukla tiyatrosunun kutusu yer almaktadır.

                                            

Bu kattaki diğer oda Goethe'nin kendi odasıdır. Kendisinin ilk eserlerini oluşturduğu yer olan bu oda da aynı zamanda Faust'un ilk derlemesini, Genç Werther'in Acıları, birçok şiirleri ve dramaları hayat bulmuştur.

            

Sağ üstteki silüet Goethe'nin Genç Werther'in Acıları adlı kitabındaki Lotte karakterinin ilk örneği olarak odada bulunmaktadır.

Evin yanında aynı zamanda bir resim sergisi bulunmaktadır. 14 dadan oluşan bu sergide Goethe dönemi sanat eserleri bulunmaktadır.

               

Bir dahaki yayında görüşürüz,hoşçakalın!

Goethe Haus / MÜZE 02

GOETHE HAUS / MÜZE
Bu yayında konuşacaklarım ünlü Alman edebiyatçı ve onun Frankfurt'ta doğduğu ev olacak. İlk olarak Alman edebiyatçıyı tanıyarak başlayalım : Johann Wolfgang von Goethe.

Kendisi 28 Ağustos 1749'da doğmuş bir Alman edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve aynı zamanda doğa bilimcidir. Frankfurt'ta doğan Goethe varlıklı bir ailenin çocuğudur. Birçok alanda çalışmaları olan Goethe ilk olarak Leipzig'de hukuk eğitimi almıştır. 1775'de Weimar Dükü tarafından elçilik danışmalığına atanan Goethe daha sonra 1782 yılında "von" unvanını aldı. Schiller ile olan dostluğu  ikisinin de edebi açıdan birbirlerini etkiledi. 1805'te Schiller'in ölümün ve o dönemki siyasi karışıklıkların etkisiyle Goethe kendini iyice yazmaya verdi ve oldukça verimli bir dönem geçirdi. Daha sonra ise 1832 yılının mart ayında hayatını kaybetti.

Evin dışarıdan görüntüsü fotoğraftaki gibidir.

Goethe edebiyat dünyasına önemli eserler bırakmıştır. Bunlardan en bilindikleri Faust adlı oyunu ve Genç Werther'in Acıları adlı romanı olarak gösterilebilir.
Bu iki eserdenden de kısaca bahsedelim.
FAUST:
Goethe'nin bu eserinde bir bilim adamı ve şeytanın arasındaki pazarlığı anlatmaktadır. Felsefe, tıp , doğa bilimleri ve teoloji alanlarında araştırma yapmış ve gençliğini yeryüzünün gizemlerini çözmek için harcamış olan Faust başkahramandır. Şeytanla girdiği pazarlıkta eğer kendini huzursuluğa ve memnuniyetsizliğe kaptırmış olan başkahraman hayata tekrar bağlanabilirse ruhunu şeytana satacaktır.
GENÇ WERTHER'İN ACILARI:
Romantik bir genç olan Werther' in Lotte adında nişanlı bir kadına olan karşılıksız aşkını anlatır. Hikayenin devamında bu karşılıksız aşkın intiharla sonuçlanmaktadır. Bu son ile o dönemde birçok intihar vakasına neden olduğu yazılmaktadır. Goethe bu hikayesinde ilham kaynağı olarak o dönemde intihar etmiş olan yakın arkadaşı Karl Wilhelm olduğu söylenmektedir.

Bir sonraki yayında Goethe'nin müze haline çevrilen evini ve müzede bulunan sergiden bahsedeceğim. Hoşçakalın!

Deutsches Filminstitut / MÜZE 01

Deutsches Filminstitut / MÜZE

Müze olarak bahsetmek istediğim ilk yer Alman Film Müzesi. Müzenin eğlenceli özelliklerine geçmeden önce genel bilgilerinden söz edeceğim. 

- Müze Frankfurt'ta yer almaktadır.
- Giriş ücreti olarak öğrenciyseniz sadece ama sadece 3 Euro, değil iseniz de 6 Euro. (gayet makul ücretler:)

- Müze pazartesileri kapalı olmakla beraber salı-perşembe ve hafta sonları sabah ondan akşam altıya kadar, cuma günleri ise sabah ondan akşam sekize kadar açık bulunuyor.
- Müze 5 katlıdır. (benim ziyaretimde sadece 3 katı açıktı)

Burası Almanya'dan Amerika'ya film akademisi için giden kişilerin akademiyle işbirliği yaparak oradan topladıkları malzemeler ile oluşturulmuş bir müzedir. Müzede film sektörü ile ilgili en eski örneklerinden günümüz film dünyasının önemli eserlerine ait parçalar yer almaktadır.

İçeriye girdiğinizde sizi ilk olarak oldukça eski çeşitli görsel maketler ve yine oldukça eski fotoğraf makineleri karşılıyor. Aşağıdaki görsellerden inceleyebilirsiniz.

     

         

Yukarıda sağdaki fotoğraftakiler üst üste eklenerek oluşturulmuş maket görsellerdir ve en üstten düz bir şekilde baktığınızda her kattaki ufak detaylar birleşerek size tam bir görsel olarak görünüyor. Aşağıdaki fotoğraftan nasıl göründüğünü görebilirsiniz.

Yukarıda solda gördüğünüz ise eski "flipbook" örnekleridir.
Biraz daha günümüze gelirsek müzede ayrıca bilindik filmlerde kullanılan gerçek kostüm parçaları ve karakter maketleri de bulunuyor.

      

Sağ üstte Star Wars : Episode 5 - The Empire Strikes Back filminin çekiminde kullanılan başlık bulunuyor. Sol taraftaki fotoğrafta ünlü Alien filmindeki yaratığın Los Angeles'tan getirilmiş orijinal maketi bulunuyor.

Bu tarz eski ve günümüz sinema objelerinin yanında ayrıca film müzesinde gezerken yapabileceğiniz etkinlikler de var. Örneğin müzenin bazı köşelerinde bulunan dokunmatik ekranlardan film editi tarzında uygulamalar yapabilirsiniz.

Mesela burada size birkaç bilindik filmlerden kesitler ve yanında da eşleştirmeniz için müzikler veriliyor. Sizin eşleştirmeniz bittiğinde gerçekte o filmde hangi müziğin kullanıldığını da görebiliyorsunuz.

Müze gezisinden sonra bir şeyler atıştırmak için binada kafe  bulunmaktadır. Kafenin yanı sıra hatıra olarak bir şeyler almak için bir alan da bulunuyor. Kartpostallar, kitaplar ve daha birçok şey bulabilirsiniz.

Ehemalige Benediktinerabtei / Seligenstadt 02

Ehemalige Benediktinerabtei / Seligenstadt

Bir önceki yazımda bahsettiğim Seligenstadt kasabasından devam edeceğim. Bu yazımda bahsedeceğim durak aynı kasabada yer alan bir manastır. 

Başlıkta Almancası yazan bu manastır "Eski Benedict Manastır" ı olarak geçmektedir. Bu manastır oldukça büyük bir alana konumlandırılmıştır. İçerisinde oldukça büyük yeşil alanlar, kilise ve manastırın kendisi yer alıyor.

Bahsettiğim geniş yeşil alanlar sebze ve meyve yetiştirmek için kullanılıyor ve oldukça fazla çeşit barındırıyor. Fotoğrafta görünen minik ağaçlar elma ağacı olmakla birlikte bahçenin sağ tarafında aynı zamanda dereotu, nane ve benzeri otlar da yetiştirilmektedir. 

Manastırın içinde yer alan kilisenin ismi Basilique Saint-Marcellin-et-Saint-Pierre de Seligenstadt olarak geçmektedir. 

Kilisenin dışı kadar içi de oldukça sade ve mütevazı bir görünüşe sahiptir.

Alışagelmiş olduğumuz kilise içleri gibi duvarları resimlerle kaplı ve kocaman objelerle dolu değildir. Aksine dümdüz beyaz duvarlar ve sade eşyalar barındırmaktadır.

Hatta bu fotoğrafta şaşaalı bir tavan resmi arayan beni görebilirsiniz. :D

Her ne kadar elimde fotoğrafları olmasa da manastırın bulunduğu alanın içinde ayrıca kafeler ve hediyelik eşya satılan bir dükkan da bulunmaktadır.

Yayınladığım bu iki gönderiyle Seligenstadt kasabasını kendi gözümle kısaca anlatmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. Belirtmek, eklemek veya düzeltmek istediğiniz bir yer olursa yorum yazabilirsiniz.

*Bir sonraki gönderimde Frankfurt'ta bulunan oldukça eğlenceli bir müzeyi anlatacağım. Hoşçakalın!

Seligenstadt 01

Seligenstadt 
İlk durak olarak Almanya'da  2017 yılında ziyaret ettiğim bir kasabadan bahsederek başlamak istiyorum. Hesse eyaletinde bulunan bu kasabaya ilk adımınızı atar atmaz tarihin değiştiğini anlayabilirsiniz. Burada kendinizi orta çağdaymış gibi hissedebilirsiniz.





Aşağıdaki fotoğrafları incelediğinizde bahsettiğim konuyu daha iyi anlayacaksınız. Benim bu kasabayı ziyaretim kış mevsiminde olsa da oldukça keyifli ve eğlenceli bir gezi olmuştu.


       


Taş sokaklar, evlerin eski hallerinin incelikle korunmuş olması ve günümüz dünyasından izole oluşu buranın en önemli ve en güzel özelliklerini oluşturuyor.

Kendinizi bir avrupa dönem dizisi setinde hissettiren bu kasabayı böylesine güzelleştiren bir diğer özelliği  üstteki fotoğrafta gördüğünüz gibi sarmaşıkların birçok yapıyı çevrelemiş ve yeşillikler içinde oluşudur. İncelikle korunmuş olan evleri aşağıdaki fotoğrafta daha yakından inceleyebilirsiniz.

Kasabayı gezerken ara sokaklarda kaybolup, meydanda bulunan minik butik dükkanlar içinde dolaşıp ve daha sonrasında kasabada bulunan manastır uğrayarak bir gününüzü burada bitirebilirsiniz.

Dükkanlardan bahsetmişken bu gezi sırasında ufak bir tatlı molası için meydanda bulunan Bauder Cafe Marktplatz'a uğrayıp bol krema dolgulu donutlarını tadabilirsiniz.

Ayrıca eğer fotoğraf çekmeyi seven biriyseniz, ara sokaklarda karşınıza çıkan tatlı yaşlı çiftler sizlere çekmek için harika kareler yaratabilir. :D